Hakkımızda

Köy adını, Fındıkçukuru mahallesinde bulunan; ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı belli olmayan “hisar”dan almıştır. 160 haneli 600 nüfuslu bir köydür. İlçeye olan uzaklığı 25km, Giresun’a ise yaklaşık 70 km’dir. Köye ilk yerleşenler 15. yüzyılda Alucra’dan gelen Yunusoğulları’dır. Bu tarihten önce burada Rumlar’ında yaşadığı da bilinmektedir. Cumhuriyet dönemi ile birlikte buraya yerleşen Görele,Eynesil ve Trabzon yörelerinden gelen Yağıboğulları, Köroğulları, Hoşkıloğulları buralara yerleşmişlerdir. Köyün 3 ilkokulu ve 2 camisi bulunmaktadır(1). Bu köy ile ilgili en eski bilgiye 1486 yıllarına ait tahrir kayıtlarında rastlıyoruz Bu tarihte köyün tımarlı sipahisi Dursun Ağa oğlu Yar Ali Bey’dir. Yar Ali Bey’e vergi ödeyen başka köyler de vardır. Bunlar Ahallu ve Talip (Günece köyü) köyleridir.Daha sonraki tarihlerde Çepni nahiyesine bağlı köylerin bir kısmı da Yar Ali Bey’in oğulları üzerine kaydedilmiştir. 1486 tarihli kayıtta Yar Ali Bey ile ilgili şu ifade dikkat çekmektedir. “Yar Ali veled-i Tursun Ağa his-i (akrabası) Mustafa Bey, Çepni beylerinin oğlanlarındandır. Amma elinde berat ve tezkire yoktur(2). 1486 tarihinde Hisarcık köyünde 18 nefer, bennak hane, 1 nefer, mücerred, 5 nefer muaf ve 2 nefer müsellem kaydedilmiştir. Bunların sipahiye ödedikleri toplam vergi miktarı 456 akçe olarak tespit edilmiştir. 1515 tarihli tahrir kayıtlarında Yenice Ağa oğlu Mehmet Bey’in tımarı içinde gösterilmiş olan Hisarcık köyünde hane sayısında küçük de olsa bir artış söz konusudur.Buna göre 19 bennak, 3 caba olmak üzere toplam 22 hane, 1 nefer de yetişkin bekar erkek anlamına gelen mücerret yazılmıştır. Bahse konu mükelleflerin sipahiye ödedikleri toplam vergi miktarı ise 1316 akçedir. Bu tarihte köyde 1 değirmen, 1 atmaca yuvası olduğu ifade edilmiştir. Bunlardan başka vakıf şud kaydı taşıyan iki zümre daha vardır ki,bunlardan 4 hâne 168 akçelik yer tasrruf eden muaffân; 7 hâne de 312 akçelik yer tasarruf eden müsellemân yazılmış olan kişilerdir (Hisarcık köyü ile ilgili olan kaydın hemen üst ilişiğinde “emirle vakıf oldu.11 Safer, sene 951” ifadesi yer alır. Buna göre Hisarcık köyünün Hacı Abdullah Halife zâviyesine vakfedildiği miladi tarihin 1544 olduğu neticesi ortaya çıkar.Oysa söz konusu notun nakledildiği tahririn tarihi 1515 yılıdır)(3). Bu bilgiler 1530 tarihli muhasebe defterinde aynen tekrar edilmiştir(4). Defterde geçen ifadelerden de anlaşılmaktadır ki, Hisarcık köyünün gelirlerinin bir kısmı, 1515 yılından itibaren Hacı Abdullah Halife zâviyesine akar olarak kaydedilmiştir. Hisarcık hakkında asıl tafsilatlı bilgiyi 1554 tarihli tahrir defterinden öğrenmek mümkündür. Söz konusu tahrir defterinde “Karye-i Hisarcık tabi-i yağludere hâlıyâ emir ile vakf-ı zâviye-i Hacı Abdullah Halife meşihat-ı el-ân Nurullah bin Şeyh Muharrem Halife bâ-berat-ı Sultani-i şerif ber muceb-i hükm-ü hümâyûn ve nişân est”(5), ifadesiyle başlayan kayıt, önemli bilgiler içermektedir. Yukarıdaki ifadeden de anlaşılacağı gibi Hisarcık köyünün gelirleri, bu tarihte Muharrem oğlu Nurullah’ın şeyhi olduğu Hacı Abdullah Halife zâviyesi vakfına kaydedilmiştir. Bu tarihte köyde yaşayanların bir kısmı normal reâyâ; bir kısmı muâfân ; diğer bir kısmı da müsellemân yazılmıştır. Reâyâ kaydedilmiş olan 35 neferden 12’si bennak hane, yani topraklı; 11’i caba hane, yani topraksız; 6’sı mücerred; kalan 6 hâne ise zemin kaydedilmiştir. Bunların zâviyeye/sipahiye ödedikleri toplam vergi miktarı1.822 akçe olarak tespit edilmiştir. Köy halkından Hüseyin oğlu Keremüddin, tek taş ile çalışan bir değirmen işletmektedir(6). Bu tarihte vergiden muaf yazılmış olanlar; “Ömer veled-i Halife Fakih hâliyâ der tasarruf-ı Mustafa veled-i Halil ve İbrahim birader-i mezkur” şeklinde ifade edilmiştir. Bennak kaydedilmiş olan bu şahısların tasarruf ettikleri yerlerin vergi karşılığı 305 akçe olarak tespit edilmiştir.Bunların dışında ekincü tımarı tasarruf eden asker (müsellem) yazılmış 12 neferin adları da bahse konu tahrirde verilmiştir.Bunlardan Ramazan oğlu Nasuh, Aliyar oğlu Aykud, Kasım oğlu Yusuf, biraderi Süleyman, biraderi Mustafa, Yusuf oğlu Ahmet, biraderi Kuşdoğan ekinlü ve caba hane yazılmış kişilerdir. Kuşdoğan’ın kardeşleri Edip ve Mehmet ise mücerred yazılmışlardır. Zemin kaydedilmiş olan kişiler ise Hasan oğlu Mihmat ve Kasım oğlu Hamit adını taşıyan kimselerdir. Hâriç reâyâdan Hamza oğlu Kasım’ın tasarruf ettiği Fındık-çukuru adıyla bir yerden daha söz edilmektedir.(Bu yer ile ilgili olarak defterdeki kayıt şöyledir; “Zemin-i Fındık-çukuru ber vech-i tapu ber muceb-i hüccet-i şeriyye der tasarruf-u Kasım b.Hamza ma’a veled-i hod hâliyâ der yedd-i Mustafa ve Süleyman ve Yusuf veledân-ı mezkür Kasım ve Aykud veled-i Aliyar bennak3”bkz.TTD.288,s: 587). Bu kişilerin tasarruf ettikleri yerlerin vergi olarak karşılığı 519 akçedir(7). 1876 tarihli kayıtlarda Tirebolu kazası kapsamında yer alan bu köyün 170 kişi ve 48 haneden oluştuğu; Hacı Abdullah Halife Vakfı kapsamında olduğu için şer’i vergi olan âşar bedeli ödemediği, yalnızca 2.009 kuruş yıllık vergi ödediği ifade edilmektedir(8).(9) HAZIRLAYAN: Mustafa YILMAZ, Giresun İl Halk Kütüphanesi Müdürlüğü …………………………………………………. 1-Yağlıdere’95, Yağlıdere Kaymakamlığı, s: 44 2-Faruk Sümer, Tirebolu Tarihi,İstanbul-1992, s:59 3-BOA,TTD (Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Tapu Tahrir Defteri),52, s: 706 4-BOA,TTD.387, s:753. 5-BOA,TTD. 288, s:585 6-TTD. s: 585 7-TTD.s: 585-588 8-Faruk Sümer, Tirebolu Tarihi,İstanbul-1992,s: 177 9-Mehmet Fatsa,XV.ve XVI.Yüzyıllarda Giresun Kırsalının Sosyal ve İdari Tarihi-2005, s: 246-247-248.